İletişim, günümüz
dünyasının popüler kelimelerinden biri. Bunu her gün saatlerimizi harcadığımız
iletişim araçlarının çokluğundan da anlayabiliriz. Peki, bu iletişim araçlarını
bu kadar fazla kullanıyor oluşumuz, kurduğumuz iletişimin kalitesiyle doğru
orantılı mı? Hiç şüphesiz hayır. Aksi olsaydı, bugün hem özel, hem de iş
hayatımızı etkileyen sebeplerin – boşanmalar ve işten istifalar- en üst
sıralarında iletişim kaynaklı problemlere rastlamazdık. Bu durumun her geçen
gün kötüleştiğini söylemek ise sadece malumun ilanı olabilir.
Bu
durumun tüm nedenleri içine alan tek bir sebebi var. ‘Ben’cillik. Bunu basitçe Google’da
iletişim problemlerini aratarak (Türkçe veya İngilizce), çıkan problemlerin
nasıl kişilerin bencilliğine dayandığını teyit edebilirsiniz. Herkesin tek
amacının karşısındakini alt etmek, ne olursa olsun haklı olmak olduğunu
düşünürsek, bu sonuç çok şaşırtıcı olmayacaktır. Bu süreçte ise kazandım
diyebilmek uğruna kaybedilenler, kaybetmeyi göze aldıklarımız herkesin kendine
vermesi gereken bir cevabın soruları.
Yolun
Sonundaki Mutluluk mu? yazımda, insan psikolojisinin bazı yönleriyle nüfuz
edilmesi olanaksız duvarlar arkasında korunduğunu söylemiştim. İletişim
konusunda da bu düşüncemi sürdürüyorum. Çünkü iletişim altında yer alan
çatışa/tartışma/münakaşa/fikir ayrılığı gibi konularda asırlar önce söylenenler
hala geçerliliğini o günkü gibi devam ettiriyor.
En
büyük iletişim açmazlarından biri ise çatışma/anlaşmazlık. Üstelik bu açmaz çözülemediğinden
değil, çözemediğimizden ileri geliyor. Yani beceriksiz olan bizden başkası
değil. Bu sebeple de bu durumları yönetebilmek kritik bir öneme sahip.
Yönetmeye başlamadan önce üç noktayı kabul ederek işe başlamamız gerekiyor.
1.
Çatışmadan tartışılmaz. (Cicero)
2.
Sorun, hiçbir zaman karşımızdaki kişiyle alakalı
değildir. Alakalı olduğu zamanlarda dahi.
3.
Düşüncelerde inat ve şiddet, aptallığın en açık
belirtilerindendir. (Bernard Barton)
Bu üç noktada
hem fikir isek çatışma/anlaşamamazlık durumlarında verdiğimiz altı tür tepkiyi /
baş etme yöntemini inceleyebiliriz.
1.
Kaçmak
Bu tepki, durumu görmezden gelip, çatışmadan kaçtığımız tepki türü.
Problem çözülemediği için iki tarafın da zararına olan ve çözümün bulunamadığı
durumlar oluşuyor.
2.
Kavga Etmek
Bu durumlar
ortaya çıktığında kavga ile karşılık vermenin tek bir amacı vardır. Karşı
tarafı püskürterek, kazanmak. Burada kendimize şu soruyu sormalıyız.
·
Değerli fikirler mi arıyorum, galibiyet mi?
·
Sorunu çözmek mi istiyorum, galibiyet mi?
Duruma farklı
bir bakış açışı da şöyle. Münakaşada yanlış bilen, haksız olan taraf, aslında
galip gelendir. Çünkü yanlış olan taraf (bu durumu kabul etme erdemini
gösteriyorsa eğer) bir adım ileri gitmiş ve yeni bir şey öğrenmiştir. Haklı
olan, galip gelen ise yerinde sayıyordur.
3.
Vazgeçmek
Boyun eğerek-
karşı tarafın tüm isteklerine evet demekte farklı bir çatışma tepkisidir. Ancak
görüleceği üzere yine tek taraflı bir kazanç söz konusudur.
4.
Sorumluluktan kaçmak
Konuyu
anne/babaya, yöneticilere vs. çıkararak, oradan gelecek karara/ yönlendirmeye güvenmek
ve sonucun kimin lehine olacağını başkalarının inisiyatifine bırakmaktır.
5.
Uzlaşma
İki tarafında
bazı fedakarlıklar yapacağı ve iki taraf içinde tamamen ihtiyacı olan sonuçlara
ulaşamadıkları durumdur.
6.
Fikir Birliğine Varmak
Herkesin ihtiyaçlarını
karşılayan(isteklerini değil) bir çözüm bulma arayışı olan bu son madde ise en ideal çatışma
ile baş etme yöntemidir. Çünkü ortada bir çatışma ve bu çatışmanın tarafları
var ise bu tarafların varmak istediği ortak bir nokta da mutlaka vardır. Şirket
içi olan bir çatışmada ortak nokta/hedef iki bölüm için de karlılığı artırmak,
maliyetleri azaltmaktır. Bu nedenle çatışmaları işbirliği içinde problemleri
çözeceğimiz unsurlar olarak görmeli, ortak paydalarda birleşmeli ve herkesin
ihtiyaçlarına cevap veren çözümler üretmeliyiz. Farkı yaratan bu durumlar ile
nasıl başa çıktığımız olacaktır. Aksi takdirde kördüğüm çatışmaların içinde akıntıya
karşı kürek çekmekten başka bir şey yapmamış oluruz. Sonunda bir hareket meydana
gelir ancak bir ilerleme meydana gelmez.
Okuma Önerisi
: Doğruluk
Kaygısı - Montaigne
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder