Uzun zamandır yazmadığımın farkındayım. Hatta bir
yıl kadar oldu, biraz daha az. Şimdi de bir süredir aklımda olan bir şeyi
sizinle paylaşmak için yazıyorum. Çocuklar. Bazen en sevdiğimiz, bazeen en tahammül
edemediğimiz ama kesinlikle yetiştiremediğimiz çocuklar. Böyle yazmamın sebebi
ise apaçık ama ben yine de hafta sonu şahit olduğum bir olayı sizinle paylaşmak
istiyorum ki bu söylemimin sebebini örneklendirebileyim.
Metroda yanımda oturan bir aile ve küçük kız
çocuğu yanlarında. Neşeli, hayat dolu, bağıra bağıra, o sıcacık gülüşüyle şarkı
söylüyor. Belli ki konuşmayı yeni yeni söküyor. Bu yüzden ne dediğin anlaşılmıyor.
Onun o halini görünce neşesine ortak
olup, gülümsememek elde değil. Tabi aile hemen uyarıyor “Bağırma” diye. Umrunda
mı ? Kahkahalarla devam ediyor şarkı söylemeye. Aile kızıyor bu defa, “Bağırma,
yeter! “ diye. “ Bağırsın, bağırsın, şimdi bağırsın, büyüyünce bağıramayacak
zaten” diyorum gülümseyerek. “Büyüyünce bağırsa, deli derler.” Diye de
ekliyorum içimden. O sırada metro durağa yaklaşıyor ve diğer yanımdan biri
inerken, “Biz iniyoruz, güle güle.” Diyor küçük kıza gülümseyerek ve aile
bulduğu fırsatı kaçırmayarak, “bak sen bağırıyorsun diye iniyorlar.” diyor.
“İşte şimdi çocuğu öldürdünüz.” diye geçirdim içimden.
“İşte şimdi çocukluğu öldürdünüz.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder