11 Ekim 2013 Cuma

Seyahat Üzerine(Deneme)

Her zaman çok istediğim ve yapmaktan gerçekten zevk alacağımı düşündüğüm bir şeydir seyahat etmek. Dünyanın dört bir yanını dolaşmak, bazen bir dağın tepesinde olmak ,bazen okyanusun altında. Bazen bir gökdelenin üstünden bakarken New York’a , bazen yarasa sesleri duyabilmek bir mağarada. Bir gün gerçek anlamda yapmak istediğim şeylerden birisi işte bu.

     Tabi ki bunların hepsini bana eşlik edecek insanlarla, benimle aynı heyecanı paylaşacak insanlarla yapmak istemem kadar doğal ne olabilir? Ve kim yalnız olmak ister ki bunca güzelliği yaşarken.

“Yalnızlık yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan,
Dışından anlaşılmaz.

              Yalnızlık kocaman bir yalan,
              Kovdukça kovalayan,
              Paylaşılmaz..”(Özdemir Asaf)

Öylesine ki , bence insan yalnızlığını bile paylaşacak birine/birilerine ihtiyaç duyuyor .İşte onlarla yapmak isterim bu yolculuğu ben. Onca güzelliği onlarla tatmak isterim.

        Düşünüyorum da, insanın en büyük yolculuğu aslında kendine olandır. İnsan kendini keşfedemedikçe, dünyayı keşfetmiş neye yarar? Kendi içine yolculuk yapamayan insanın, dünyanın dört bir yanına gitmesi hiç akıl kârı mıdır? Hiç öyle olduğunu sanmıyorum doğrusu. Çünkü insan hep kendinle baş başadır. Nereye giderse gitsin, kimden kaçarsa kaçsın, kendinden kaçamaz. Bu yüzden, bu seyahat tutkusu beni çok farklı bir şekilde içine çekiyor. Hem insanın kendini, kendi içinde olan dünyayı, hem de dışardaki dünyayı keşfetmesi inanılmaz bir şey olsa gerek. Kendi içindeki güzellikleri göremeyenin, dünya harikalarını görmesinde ne güzellik olabilir ki ,bir avuç anıdan başka.


Ama iki dünyanın güzelliklerini görebilen için ise her şey …

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder