12 Ekim 2013 Cumartesi

Değer Verme Üzerine(Deneme)

Yaşım henüz yirmi iki. Gençliğinin baharında dedikleri yaştayım. Çok şey görüp geçirmedim belki ama şu kısa ömrümde birkaç şeyi gözlemledim. Bunlardan biri beni  üzen ama dahası şaşırtan ve hayrete düşüren bir durum. Doğru bir şey yaparken, insanların öte taraftan doğruyu unuttukları bir durum bu. Kısaca anlatmak gerekirse durum şudur: Ölülere ve eşyalara, yaşayanlardan daha fazla değer verip, saygı gösterdiğimiz. Bu durumun sebebi hakkında birkaç fikrim ancak gerçek sebebin bunlardan biri veya daha fazlası ile bağlantılı olduğu konusu muamma. Sokakta birilerinin kalbini kıranların, mezarlıkta bütün içtenliğiyle sessiz bir şekilde saygı göstermeleri anlaşılmaz ya da trafikte terör estirenlerin mezarlık yanından geçerken müziğin sesini kısmaları da.


Sakın yanlış anlaşılmasın demek istediklerim. Burada yapılan doğru şeyleri yadırgamıyorum. Ne demek istediğimi muhakkak anlamışsınızdır. Başka bir örnek eşyaya verdiğimiz fazlaca değer. Herkes muhakkak  kendinde veya başkasında şahit olmuştur bu duruma. Bir çocuk evde bir şey kırdığında işittiği azara herkes aşina olsa gerek. Ama niye? Bir kalp daha az mı değerli bir vazodan veya bir eşyadan. Bilinçaltımızdaki eşyayı yaşatma amacı  bir bağla bize mi bağlı yoksa? Bütün sebep bizim uzun yaşama, ölmek istememe veya bunun için hiçbir zaman hazır olamamamız mı? Bakın ne evler, ne kıyafetler ve eşyalar kaldı geçmişten. Sahipleri artık olmayan bu dünyada. Kırılan kalp yerine gelmedi belki umursamadık bile ama öldükten sonra kalan eşyanın ne faydası var. Geriye kırık kalp bırakmak mı yoksa eşya bırakmak mı? Bunları etraflıca düşünüp bir seçim yapmamızın zamanı geldi ve hatta çoktan geçti eğer biz hala kalpler kırıp, insanlar yerine eşyalara bağlanıyorsak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder