11 Ekim 2013 Cuma

Ego'yu Yenmek Üzerine(Deneme)

İnsanları gördükçe anlıyorum ki, dünyamız gerçekten artık yaşanmaz halde. İklimsel olarak belki daha milyarlarca yıl bile yetebilir ancak görünen o ki, insani yönden yetmiyor. Başını alıp giden ego, her insana dünyanın “o” nun etrafında döndüğünü fısıldayıp duruyor ve üzücü olan çoğumuzun buna kanması. Herkesin bir egosu, bir ben duygusu olduğu su götürmez gerçek ama dünyayı kendi etrafında döndürmeye kalkmakta başlı başına bir ahmaklık örneği. Yapana hoş bir şey gibi gelebilir elbet ama başkalarını düşünmeden yaşamanın verdiği hasar göz önüne alındığında buna değmesi mümkün değil.

“Yeryüzünde böbürlenerek(kibirle) yürüme! Çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne boyca dağlara ulaşabilirsin.”(İsra Suresi/37)

     Çok yerinde söylemişler iyi şeyler paylaştıkça çoğalır lafını. Baktığımızda doğru evet ama bu iyi şeyleri bile paylaşmaz olduk. Bilgimizi, sevincimizi, güvenimizi ve hatta sevgimizi bile paylaşmaz hale geldik. Korkuyoruz belki incinmekten ama her zaman inandığım şey şudur: İnsanlar incinebilir, üzülebilir ama bırakın bu doğru yaptığımız bir şey yüzünden olsun. Paylaşalım her şeyi ve en önemlisi kendimiz için istediğimiz güzel şeyleri başkaları içinde isteyelim.

“Bir kimse kendisi için istediği bir şeyi, mümin kardeşi için istemedikçe hakiki mümin sayılamaz.”(Hz.Muhammed(S.A.V))

     Bunları yapmanın temelinde sevgi ve saygı olduğu muhakkak. Eğer birini sevmiyor ve saymıyorsak asıl sorun buradadır. Belki haklı olarak herkesi sevmek zorunda olmayabiliriz ama herkese saygı duymalıyız. İnsanlar birbirlerine saygı duymadıkları için çoğu şey bu kadar kötüye gidiyor belki de. Bu yüzden sorunların halledilememesi. En basit örneği olarak trafiği düşünelim Türkiye’de. Herkes her şeyi en iyi bildiği, hep haklı olduğu ve başkalarına saygı duymadığı ve başkalarını önemsemediği için her gün onca kavga, onca kaza ve daha beteri onca ölüm. Trafik sadece bir örnek.

“Biz maçlara sevinip balkonlardaki bebekleri vuran, kamyonlarla arabalarla birbirimizi ezen, en ufak gerginlikte yumruklaşan, rüşvete, hukuksuzluğa, kötü yönetilmeye göz yuman, bir kiloluk iki tane bebek kılıçbalığını Kızılay’ın ortasındaki balıkçılarda satan, üzerinde Amerikan sloganlı tişört ve elinde tespihle gezen, yazlığındaki bütün kanalizasyonu denize, içindeki tüm hırsı birbirine döken bir millet olmaya başladık. Ne yazık!!!”(Ahmet Şerif İzgören-Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır Kitabından)


     Demem o ki,  eğer insan olarak değişmek istiyorsak, kendimize duyduğumuz saygı ve sevgiyi başkalarına da duymalıyız ve böylece doğru olanı yaparız ve doğru davranırız. Eğer takım, toplum veya dünya olarak değişmek istiyorsak, toplumumuzdaki herkes birbirini sayıp, sevmeli. Bu, bu kadar zor olmasa gerek. Sadece “ben” den ziyade “sen” demeyi öğrenebilelim ve böylece “biz” olabilelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder