İnsanları gördükçe anlıyorum ki, dünyamız gerçekten artık
yaşanmaz halde. İklimsel olarak belki daha milyarlarca yıl bile yetebilir ancak
görünen o ki, insani yönden yetmiyor. Başını alıp giden ego, her insana
dünyanın “o” nun etrafında döndüğünü fısıldayıp duruyor ve üzücü olan çoğumuzun
buna kanması. Herkesin bir egosu, bir ben duygusu olduğu su götürmez gerçek ama
dünyayı kendi etrafında döndürmeye kalkmakta başlı başına bir ahmaklık örneği.
Yapana hoş bir şey gibi gelebilir elbet ama başkalarını düşünmeden yaşamanın
verdiği hasar göz önüne alındığında buna değmesi mümkün değil.
“Yeryüzünde
böbürlenerek(kibirle) yürüme! Çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne boyca dağlara
ulaşabilirsin.”(İsra Suresi/37)
Çok yerinde söylemişler iyi şeyler
paylaştıkça çoğalır lafını. Baktığımızda doğru evet ama bu iyi şeyleri bile
paylaşmaz olduk. Bilgimizi, sevincimizi, güvenimizi ve hatta sevgimizi bile
paylaşmaz hale geldik. Korkuyoruz belki incinmekten ama her zaman inandığım şey
şudur: İnsanlar incinebilir, üzülebilir ama bırakın bu doğru yaptığımız bir şey
yüzünden olsun. Paylaşalım her şeyi ve en önemlisi kendimiz için istediğimiz
güzel şeyleri başkaları içinde isteyelim.
“Bir kimse
kendisi için istediği bir şeyi, mümin kardeşi için istemedikçe hakiki mümin
sayılamaz.”(Hz.Muhammed(S.A.V))
Bunları yapmanın
temelinde sevgi ve saygı olduğu muhakkak. Eğer birini sevmiyor ve saymıyorsak
asıl sorun buradadır. Belki haklı olarak herkesi sevmek zorunda olmayabiliriz
ama herkese saygı duymalıyız. İnsanlar birbirlerine saygı duymadıkları için
çoğu şey bu kadar kötüye gidiyor belki de. Bu yüzden sorunların
halledilememesi. En basit örneği olarak trafiği düşünelim Türkiye’de. Herkes
her şeyi en iyi bildiği, hep haklı olduğu ve başkalarına saygı duymadığı ve
başkalarını önemsemediği için her gün onca kavga, onca kaza ve daha beteri onca
ölüm. Trafik sadece bir örnek.
“Biz
maçlara sevinip balkonlardaki bebekleri vuran, kamyonlarla arabalarla
birbirimizi ezen, en ufak gerginlikte yumruklaşan, rüşvete, hukuksuzluğa, kötü
yönetilmeye göz yuman, bir kiloluk iki tane bebek kılıçbalığını Kızılay’ın
ortasındaki balıkçılarda satan, üzerinde Amerikan sloganlı tişört ve elinde
tespihle gezen, yazlığındaki bütün kanalizasyonu denize, içindeki tüm hırsı
birbirine döken bir millet olmaya başladık. Ne yazık!!!”(Ahmet Şerif İzgören-Şu
Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır Kitabından)
Demem o ki, eğer insan olarak değişmek istiyorsak,
kendimize duyduğumuz saygı ve sevgiyi başkalarına da duymalıyız ve böylece
doğru olanı yaparız ve doğru davranırız. Eğer takım, toplum veya dünya olarak
değişmek istiyorsak, toplumumuzdaki herkes birbirini sayıp, sevmeli. Bu, bu
kadar zor olmasa gerek. Sadece “ben” den ziyade “sen” demeyi öğrenebilelim ve
böylece “biz” olabilelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder