Bin bir türlü hali var insanoğlunun şüphesiz. Duygusal ve
düşünsel anlamda içinde bulunabileceği sayısız durum. Her biri için farklı bir
dünyaya dalarız elbette . İşte bu sayısız dünyayı bulabileceğimiz başka bir
yerde kitaplardır. Her kitap, tek başına bir dünyadır ve okumaya başladığın an
artık onun içinde bulursun kendini, ondaki karakterler olursun veyahut orda ki
yazılanlarda kendini bulursun. Oldukça farklı bir bakış açısına sahip olursun,
okurken kendinden çıkar, başka bir alemde kendine bakarsın. Bazen üzülürsün,
bazen sinirlenir. ”Burası olmamış ama” dersin, kendi hayalini, kendi hikayeni
yazarsın aynı zamanda.
Empati dedikleri bu
değil midir zaten? Karşındakinin yerine kendini koymak. Ee koyduk işte. Her
kitabı elimize alışımızda empati yaptık, düşündük, hayal ettik, başka gözlerle
gördük dünyayı, başka kulaklar ile işittik.
Ancak şurası bir
gerçek ki , kitaplarda yaptığımız ve hatta hoşumuza giden empatiyi gerçek
hayatta başaramıyoruz. Yoksa bu kadar sorun çözülmez miydi şimdiye kadar ? Bu
kavga bitmez miydi? Hangi kavga demeyin
sakın. Her gün içinde olduğumuz kavga işte. Belki de içimizdeki kavga ,
içimizle olan kavga.
Ne olursa olsun,
“iyi ki kitaplar var.” dedirten kitaplar olduğu sürece “iyi ki kitaplar var.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder