Ramazan
dolayısıyla iftar yapmak için dostlarla buluşup, hoş vakit geçirdiğimiz akşamın
eve dönüşünde minibüs kullanmayı tercih ettim. İnmeme beş dakika kala minibüs
yolcu indirmek için durakladı. Tam hareket etmek üzereyken yolcuların ‘gelen var’ uyarısı üzerine , bir anne ve
tahminen 6-7 yaşlarında gözlüklü bir kız çocuğu koşarak otobüse yetiştiler ve
bindiler. Binmeleriyle birlikte küçük kız çocuğu korkmuş ve aşırı endişeli bir
ses tonuyla “Ablaaaa, anne ablaaam” diye haykırdı. Belli ki ablasının binemediğini,
gecenin karanlığında kaybolduğunu sanarak yakarışta bulundu. Ne yazık ki, o
masum haykırış annenin “Suuus, sussana ne bağırıyorsun!” diye çocuğu
hırpalayıp, bağırmasıyla son buldu.
Acaba
sadece ablası için endişelenmiş bir çocuğun haykırışı mıydı son bulan? Yoksa
baktığımızda etrafımızı hayaller, başarılar, sevinçler, merak edilenler,
konuşmalar, heyecanlarda böyle son bulmuyor mu? Çocukların hayalleri böyle
susturulmuyor mu? Çocuklar böyle kendi dünyalarına terk edilmiyor mu? O susma payı için çocuktan kim bilir neler
çalınıyor. Ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder