İki yatak. Aynı hastane odasının iki köşesi. Birinde belki yaşı seksene
varmış, ayakta zor duran, bir gözü ameliyatlı olduğu için görmeyen, zorla
konuşan, hasta bir dede yatıyor. Bakanın içini acıtan cinsten bir durumu var.
Diğer yatakta ise trafik kazası geçirmiş tahmini elli yaşlarında bir adam. Bunları
neden mi anlatıyorum? Söyleyeyim hemen. Buraya iki gün önce bizim bölükten bir
askere refakatçi olarak geldim. Geldiğim vakit akşam saatleriydi. Yaşlı Nazım
Dede’nin büyük oğlu geldi. Dikkat ettiğim kadarıyla çok kalmadı.Kaldığı süre
boyunca da burada yatmasının babasının suçu olduğunu, kendi başına iş açtığını
vb. şekilde bana göre azar sayılabilecek cümlelerle babasının resmen
azarlıyordu. İki gündür de ne uğrayan oldu yanına, ne de soran oldu. Ne vefasız
evlatlar diye düşünmeden edemedim. Babası onlara gçre ne kadar kötü olursa
olsun, o yaştaki bir insanı yalnız bırakmak, yardıma muhtaçken yanında olmamak,
bir evlat olarak ne büyük vefasızlık.
Öte tarafta yatan hasta ise Ali
isimli bir abi. Yanına annesi ve kızı gelip gidiyor. Alkollü olarak kaza yapmış.
Bir çok ameliyat geçirmiş. Kırıkları vs. var. Annesi o yaşına rağmen sanki bir
bebekle ilgilenircesine şefkatle ilgileniyor o adamla. Bir ara eve gitti, kızı
kaldı adamın yanında. Akşam geldiğinde söylediği şu oldu :Uyumaya çalıştım ama
gözüme uyku girmedi. Aklım buradaydı. Öyle yüce bir sevgi ve merhamet
annedeki. Allah’ın mucizesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder