30 Haziran 2015 Salı

Sahip Olduklarımız ve Olumluluk Üzerine

“Hayat kısa, kuşlar uçuyor” çok sevdiğim bir sözüdür Cemal Süreya’nın. Kısa, net ve öz. Anlatmak istediğini de çarpıcı bir dille anlatmış üstelik. Ancak pozitif düşünce üzerine okuduğum bir kitap bu söze farklı bir açıdan bakmama sebep oldu. Hatta her şeye farklı bakmama sebep oldu.

Biz çoğu şeye olumsuz yaklaşıyoruz. Bu sanırım Türk toplumuna özgü. Biraz daha genişletelim hatta yelpazeyi doğu ve Ortadoğu toplumlarına özgü. Bunun psikolojik ve sosyolojik sebeplerine girecek değilim. Sosyal bilimci değilim bu konuda bilimsel görüş belirtecek ancak şu kadarını söyleyebilirim ki bu bir güvenlik ve güvende hissetmeme meselesi.

Şimdi geleyim anlatmak istediğim asıl konuya. Olumsuz yaklaşıyoruz evet. Sürekli sahip olamadıklarımızdan bahsediyoruz. Sürekli olumsuz yönlerimiz ortaya çıkıyor geliştirmemiz gereken. Bu bir motivasyon aracı olarak kullanılmak isteniyor belki ancak insanı mutsuz edebileceği de düşünülmesi gereken gerçekler arasında. Bilinçaltında olsa bile. Biz farkında olmasak bile. Bunu daha önce askerdeyken fark ettim. Son on günüm kalmışken ben geçen yüz yetmiş günün sevincini değil, kalan son on günün stresini yaşıyordum. Bu genelde böyle. Bir evi olan, ikincisinin derdine düşüyor ve kaçırıyoruz bugünü ve kıymetini bilmiyoruz elimizdekilerin. Yıldızlara ulaşmaya çalışırken, ayak ucumuzdaki çiçekleri göremiyoruz hatta çoğu zaman eziyoruz. Uçan kuşlar bizi ilgilendiriyor hep, öten kuşlar değil. Böyle olunca koca bir hayat eksiklik hissiyle geçiyor. Ailene, eşine, çocuğuna, çevrene ve daha kötüsü kendine yetememe hissi. Olumlu taraflar yüceltilmezken, senin iyi olduğun yönler görülmezken, geliştirmen ve değiştirmen gerekenler tonla yığılıyor önüne. Şüphesiz bu bir mutluluk meselesi ve biz mutsusuz bu yüzden. Sanılmasın ki eksiklerimiz, geliştirmemiz gereken şeyleri boşverelim diyorum. Hayır, kesinlikle onu demiyorum. Sadece hayata bakışımız mutlaka değişmeli.



Demem o ki, hayatta yaptığımız iyi şeyler mutlaka var, sahip olduğumuz güzellikler kesinlikle var. Gerçekten “her nefes alışımız bayram” , Bulutsuzluk Özlemi grubunun bir şarkıda dediği gibi. Bize düşen ise çok basit. Farkına varmak. Cemal Süreya’ya katılıyorum hayat kısa , hayat çok kısa lakin kuşlar da çok güzel ötüyor.

2 yorum:

  1. Garip geliyor bazen,lisede adamakıllı muhabbetim olmayan bir adama rastlıyorum,kendi halinde yazıları varmış. Açıyorum, bakıyorum, sonra diyorum ki neden beni adam değilde adilerle arkadaş ettin Allah ım, umarım sınavı geçmişimdir. Kardeşim yazılarında samimiyet gördüm, hep böyle olman dileğiyle...

    YanıtlaSil